Bu yazımda Yves Saint Laurent’in en başta dışına bayıldığım ruju Rouge Pur Couture Golden Lustre’yi tanıtacağım. Dışına bayıldım dedim çünkü en sevdiğim renklerden altın sarısı parlak bir ambalajı var Sizce de çok şık değil mi ?
, sans-serif;”>Ambalajından gözlerimizi aldığımıza göre rujdan bahsedeyim biraz da Günlük hayatta kullanmak için doğal bir kırmızı tonunu tercih ettim. 112-Rouge de Venise rengi tam da bu ihtiyacımı karşıladı.
Ruj içinde parıltılar barındırıyor, yani sadece ambalajı parlak değil Dudağı nemlendirici özelliği var hiç kuruluk problemi çekmedim desem yalan olmaz. Tek sorun yaşadığım nokta ürünün kalıcılığı oldu, pek dayanıklı değil. Açıkçası YSL’den daha kalıcı bir ruj beklerdim. Sürekli tazelemek gerekiyor, yoksa dudak kenarında birikme yaparak tuhaf bir görünüme bürünüyor
Rujun üzerindeki YSL baskısı, markanın sofistike yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor Gerçi biraz yandan zarar vermişim sürerken :/
Dudakta duruşu da fotoğrafımdaki gibi. Gördüğünüz gibi çok koyu bir kırmızı değil. Günlük kullanımlarda da rahatlıkla tercih edilebilir
Gelelim fiyat bilgisine Kozmetik mağazalarında 100 TL civarında bir fiyata satılsa da internetten çok daha ucuza bulmak mümkün. Ben de bir internet sitesinden 60-70 TL gibi bir fiyata almıştım, bakmanızı tavsiye ederim.
Eski blog’umda yer verdiğim bir yazıyı burada da paylaşmak istedim. Çok keyifli bir etkinlik olunca her yerde kayıtlı dursun istiyorum Buyrun okumaya
Biz geçtiğimiz haftalarda benim de yeni katıldığım ve yazmaya başladığım Bloggerlar Paylaşıyor ailesinden Şafağın Dünyası ve Şans Böceği tarafından düzenlenen Karaköy Karınca ‘da düzenlenen keyifli mi keyifli bir brunch’a katıldım. Benim için çok güzel bir gün oldu çünkü hem uzun süredir keyifle takip ettiğim bloggerlar ile tanıştım hem de her pazar burada kurulan Tasarımcılar Pazarını tanıma fırsatı buldum.
Öncelikle size mean hakkında bilgi vermek istiyorum. Karaköy bildiğiniz gibi son aylarda oldukça popüler bir bölge haline geldi. Değişik havası, el değmemiş yerel esnaflarıyla geleneksel bir görünümü var bence. Bu da ortama bir sıcaklık katıyor. Karaköy Karınca da bu sıcaklığın hissedildiği samimi bir mekan. Özellikle pazar günleri herkese tavsiye ederim çünkü Tasarımcılar Pazarı da her pazar burada kuruluyor. Kahvaltısına da bayıldım. Serpme kahvaltı şeklinde ortaya geliyor. Oldukça özenli hazırlanmış bir sunum ve masaydı
Gördüğünüz gibi tek eksiğimiz kuş sütüydü desem yalan olmaz
Ayrıca isimlerimize özel kurabiyeler de Nihan’ın çok güzel bir jestiydi
Sürprizlerimiz kurabiyeyle bitmedi. birbirinden değerli tasarımcılar da bizi unutmamış ve hediyelerle destek olmuşlar. Mini bir çekiliş yaptık bana da çok çok güzel hediyeler çıktı yine şanslı günümdeydim sanırım İlk turda el işi ve emekle çok güzel tasarımlar yapan sevgili Tubişkooo‘dan bir broş kazandım. Tam da bana uygun bir hediye çıktı diyebilirim resmen havalara uçtum Daha sonra tüm standı ziyaret etmeye gittim ve bir tane de bisikletli kız kolyesi aldım hemen Kesinlikle uğramanız gereken bir stand olduğunu özellikle vurguluyorum
, sans-serif;”>İkinci çekilişte ise Wood Design House‘tan çok güzel tam da yaz günlerine uygun el yapımı Ananas defter kazandım Bundan böyle tüm toplantılara benimle girecek en sevdiğim ajandam olacak gibi
Mutluluğun resmi bu olsa gerek
Etkinlik sonunda diğer standları da gezme imkanı buldum. Hepsi biribirinden özel, el emeği ile yapılmış tasarımlardı. Kesinlikle hatta şiddetle gitmenizi tavsiye ediyorum.
Bu güzel gün için tekrardan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Katılan tüm blogger arkadaşlarımın linklerini de ekliyorum. Mutlaka blog’larına bakmanızı tavsiye ediyorum.
Sonbaharın içinde ilerlerken bugün sizlere bu mevsime çok yakıştığını düşündüğüm bir rujdan bahsedeceğim. Ayrıca bu ruju alırken sık sık Essie-Fiji muadili olarak okuduğum bir ojeyi de aldım. Kendisini çok çok sevdim Kısacası keyif aldığım bir alışveriş oldu!
The Balm mat ruj series Türkiye’ye gelince çok sevindim. Note likit mat rujlarıyla adım attığım bu serüven son hızıyla devam ediyor Bu seriden ilk rengim ‘Charming’ oldu. İçinde gül kurusu rengini barındıran çok güzel bir kahve tonu. Genelde nude renkleri sevsem de bu renk için bir istisna yaptım Çantamın ayrılmaz bir parçası oldu. Yapısına gelecek olursak benim dudaklarımı pek fazla kurutmadı. Tabii kullanmadan önce, her mat ruj sürüşümden önce yaptığım gibi lip balm uyguladım. Kalıcılığı konusunda ise eh diyebilirim. Anlatıldığı gibi çok kalıcı diyemeyeceğim ne yazıkki. Bir şeyler yiyip içince bir kısmı silindi. Bu nedenle 35 TL’lik normal fiyatıyla değil de indirimli 20 TL’lik fiyatıyla almayı tercih edeceğim ruj. Sırada alınacak renkler ‘Committed’ ve ‘Honest’ tabi bulabilirsem The Balm ürünleri ülkemizde oldukça tercih edildiği için istediğim her rengini stoklarda bulamıyorum maalesef. Ülkemizde sadece Gratis mağazalarında satılıyor, ilgilenenlere duyurulur.
Bu alışverişimde aldığım bir diğer ürün ise Rimmel London mat serisinden Cheeky Girl oldu. Çok güzel bir beyaz-pembe arası tonu diyebilirim. Açık renkli olduğu için sürümünün bir hayli zor olduğunu söyleyebilirim. Mat olduğundan dolayı da hemencecik kuruyor. bu nedenle ikinci katı geçmek bir işkence olabiliyor. Sürümü zahmetli olsa da renk muhteşem Yukarıda fotoğrafta tırnaklarımda uygulanmış halini görebilirsiniz. Yine Gratis mağazalarında bu markaya ulaşabilirsiniz.
Benin genel olarak beğendiğim ürünler oldu. Siz bu ürünleri kullandınız mı ? Ayrıca bir mat ruj sever olarak mat ruj önerilerinizi merakla bekliyorum
Sizinle bugün sıcağı sıcağına bir ürün paylaşacağım. Geçtiğimiz günlerde Kozmela indirimden oldukça merak ettiğim bir tarağı oldukça uygun bir fiyata aldım. Nedir bu tarak derseniz, Tangle Teezer diyeceğim Gerek yabancı, gerek yerli pek çok Blogger’dan duyup yorumlarını okuduğum bu tarak anlatıldığı kadar var mıymış gelin birlikte inceleyelim.
Tarak gördüğünüz gibi oldukça değişik bir şekilde. İlk gördüğümde bu mu saçı açacak diye düşünmedim değil Sonuçta plastik
, oyuncak gibi bir şeydi. Meğer kendisi çok marifetliymiş!
Öncelikle tarağı tutmak çok rahat. Avuç içine göre tasarlandığı için elden kayma gibi bir sorun olmuyor. Tarağın iğne kısımlarının ucunda top top olan şeylerden bulunmadığı için saçı kırıp zarar vermiyor. En çok da bu nedenle sevdim. Eskiden tarağın ucu top top olunca saçı açıyor gibi gelirdi ama bununla hiç ilgisi yokmuş, anladım. Saçlarım ince telli olduğu için hemen karışır, açmak da çok zor olurdu. Hele banyodan sonra öbek öbek tararken dökülen saçlarımı görmek bir kabus olurdu benim için. Maksimum 3 dakikada saçlarımın açıldığını görmek tahmininizce mucize gibi oldu Hiç abartmıyorum cidden kısa bir sürede tamamen açılmış saçlara sahiptim.
Bu mucizeyi tarağın kısalı uzunlu yapısına borçluyuz sanırım. Artık saçı bu sayede nasıl açıyorsa çok da güzel açıyor Bendeki Salon Elite serisi. Hem ıslak hem de kuru saçta kullanılabiliyor. Serinin çantada taşınanından, duşta kullanılanına kadar uzanan çeşitleri bulunuyor. Ben Salon Elite’in övgülerini duyup aldım iyiki de almışım diyorum. Rengi de en sevdiğim renk olan pembe olunca daha bir sevdim :p İndirimde 39 TL’ye almıştım, normal fiyatı 55 TL. İndirimde yakalarsanız tadından yenmez Bir dahaki indirime de çantamda taşımak için Compact serisinden alacağım.
Bugün sizlere pazar günü bakım günü diye denediğim bir üründen bahsedeceğim. Pronail Express Manikür Seti İstanbul Coffee Break etkinliğinde bize hediye edilmişti. Araya bayram girdi, tatil girdi derken ancak deneyimleme fırsatı buldum. Lafı çok uzatmadan gelelim setin içeriğine:
-Törpü
-Portakal çubuğu
-Keratinli manikür eldiveni
-Havlu
Gördüğünüz gibi setin içerisinde havluya kadar bir manikür için gerekli her şey düşünülmüş. Ayrıca hijyenik olduğu için ben çok sevdim bu seti! İçinden çıkan kılavuza uydum ve törpü ile işe başladım. Törpüleme işini pek beceremiyorum sanırım Fotoğrafta görüldüğü gibi pek düzgün olmadı ama idare edin
Tırnaklarımı törpüledikten sonra ellerimi ılık su ve sabunla bir güzel yıkayıp kuruladıktan sonra ikinci ve en merak ettiğim aşamaya geçtim: keratinli manikür eldivenleri Üzerinde yazdığı gibi bir mucize mi acaba ?
İçerisinden 2 adet aşağıdaki gibi eldiven çıkıyor.
Ben uygulamayı iki elime aynı anda yapmadığım için (etleri itme işlemi olduğu için bir elim temiz kalsın istedim) bir elime eldiveni giydim ve tırnak, tırnak etlerime masaj yaparak keratinli kremi yedirdim.
7 dakika kadar elimi havluya sarılı bir şekilde beklettim. Keratinler ısıyla birlikte daha faydalı oluyormuş.
7 dakika tuttuktan sonra eldivenin uçlarını tek tek delerek portakal çubuğu ile etlerimi ittirdim. Dilerseniz daha sonra fazla etlerinizi kesebilirsiniz de. Benim çok et sorunum olmadığı için portakal çubuğu ile yetindim. Keratinli krem ellerimi yumuşacık yaptığı için bu işlemde hiç zorlanmadım. O kadar mucizevi olmasa da gayet beğendiğim bir ürün oldu diyebilirim.
Üzerinde 9 dakika yazsa da ellerimi tek tek manikür yaptığım için bu süre yaklaşık yarım saate çıktı. Bence oldukça makul bir süre. Evde hijyenik ve pratik bir manikür istiyorsanız tam size göre bir set diyebilirim. Bundan sonra da alıp kullanacağım ürünler arasında çoktan yerini aldı bile. Bu seti Migros ve Macrocenter’larda rahatlıkla bulabilirsiniz. Pronail‘in online satış sitesinden de bu setlere ulaşabilirsiniz. Sırada pedikür setini deneyeceğim
, ondan da memnun kalacağımı düşünüyorum Ayrıca aşağıdaki video’da kısaca bu setin uygulanışını izleyebilirsiniz.
Son olarak Morgan Taylor – Seal the Deal ojeyi sürdüm ve üzerine de daha önceki yazımda anlattığım Sally Hansen Insta-Dri Top Coat‘u uyguladım. Nasıl buldunuz?
Sizin manikür pedikür ritüelleriniz nasıl ? Hangi ürünleri kullanıyorsunuz ? Yorumlarınızı merakla bekliyorum
Bugün sizlere bu hafta bana ulaşan bir üründen bahsedeceğim. Elime geçer geçmez denedim, fırçalarımı da bugün için bekletiyordum heyecanlı bir şekilde Nedir bu ürün derseniz hemen sizi bekletmeden konuya geçeyim.
Blog işinde ilerledikçe fırça dünyasının derinliklerine doğru daldım diyebilirim. E fırçalar artıkça temizliği de bir o kadar arttı. Fırça yıkamak benim için her pazar günü cilt bakımı rutinim gibi yapılması gereken bir iştir ancak sancılı bir iş benim gibi üşengeç bir insan için Fırçalar ılık suda yüz temizleme ürünüyle durmadan ovalanarak yıkanacak derken hayattan soğuyordum Bugün ilk kez mutlu bir şekilde geleneksel fırça yıkama işini tamamladım hem de oldukça kısa bir sürede. Fotoğrafta gördüğünün pembiş mi pembiş tatlı şey işte bunu sağlayan. klasik Ali Express gezinmelerim sonucu tesadüfen bulduğum bir ürün kendisi. Çeşitli Instagram hesaplarında görüp pahalı satıldığı için bir türlü elim gitmiyordu. 1.44 Dolar’a görünce almadan edemedim. Siz de almayı planlıyorsanız buraya bir bakmanızı öneririm. Yaklaşık 1 ay gibi bir sürede gelse de beklemeye değiyor bence. Şimdiye kadar pek çok alışveriş yaptı, hepsi de sorunsuz bir şekilde elime ulaştı. Olur da ulaşmazsa da zaten para iadesi yapıyorlar.
Ürün oldukça kullanışlı. 2 parmakla rahatlıkla tutuluyor. Zamandan da oldukça tasarruf ettiriyor. Real Techniques Expert Face tipindeki fırçalarımı (fondoten, pudra, allık fırçaları türevlerini) çizgi çizgi olan kısımda yıkamayı tercih ettim.
, kapatıcı fırçası gibi daha küçük fırçalarımı ise nokta nokta pıt pıtlı kısımda yıkamayı daha kullanışlı buldum.
Sizin makyaj fırçası yıkama ritüeliniz nasıl ? Hangi ürünleri tercih ediyorsunuz? Benim gibi yüz temizleme ürünlerini bu iş için kullanıyor musunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!
Bugün sizlere geçtiğimiz hafta katıldığım bir etkinlikten bahsedeceğim. Pembe Smokin Blog , RengarenkMakyaj ve MakyajBombası hesaplarının düzenlemiş olduğu bu etkinlik sayesinde pek çok güzel insanla tanıştım.
Etkinliğimizi Seyr-i İstanbul Cafe Haliç’te yaptık. Mekan muhteşem bir manzaraya sahip ancak diğer konularda oldukça vasat. Bu konuyu ayrı bir yazımda ele alacağım. Bu güzel etkinliği bu konuyla bozmak istemiyorum.
Birbirinden lezzetli cupcake ve kurabiyeler bizi karşıladı Bunlar için Burcu Cupcake ‘in sahibi Burcu Hanıma ne kadar teşekkür etsem az. Cupcake ve kurabiyeleri bu fotoğraftan sonra dayanamayıp anında afiyetle yedim Ayrıca bir de şeker hamurundan ruj şeklinde bir maket yapmış ki inanamadım resmen! Mis gibi de kokuyordu yememek için kendimi zor tuttum
Etkinliğimizdeki tatlılar bunlarla bitmedi. Tatlı yiyip tatlı konuştuk Etkinlik pastamızın resmini bütün olarak yakalayamasam da kendi dilimimi yemeden önce çekmiştim Şansıma Mac parçası da bana gelmiş oldu, havalara uçtum Ds Honey Sugar Arts ‘ın ellerine sağlık, muhteşem bir pasta yapmış. Daha önce kendim de şeker hamuru ile pasta, kurabiye yapmaya çalışmıştım ama bu pastanın yanından bile geçemedim maalesef
Pastanın üzerindeki Mac ruj ile fotoğraf çektirmeden olmaz
Tatlılarımız bununla bitti sanmayın FruitFlowers ve Tatlimo da bize yaklaşık 300 tane çikolata kaplı meyve, kek ve kurabiye yollamış. Bu meyve toplarından kaç tane yedim hatırlamıyorum bile
Boom Design ‘ın hediyesi olan Garfield’ı oje de benim gibi kedi hastası bir blogger için çok sevindirici oldu Oje bitse bile bu şişeyi hep saklayacağım. Secret Bonbon ‘da bizim için birbirinden eğlenceli şekerler göndermiş. Tam bayram öncesi çok güzel bir hediye oldu. Bayram şekeri niyetine paketi çoktan bitirdim bile.
Kliksa da çok şık kolyeler göndermiş. Bana en sevdiğim renklerden olan turkuaz rengi bir kolye geldi. Her kıyafete uyum sağlayacak oldukça kullanışlı bir kolye!
Tırnak bakımına ne kadar önem verdiğimi Instagram hesabımda paylaşımlarımla sık sık vurgulamaya çalışıyorum. Bu nedenle benim için çok işe yarayacak bir hediye Sakız Adası Nişantaşı ‘ndan geldi. Daha önce manikür, pedikür tuzlarını hiç denememiştim. Bu nedenle bu hediyeler için oldukça heyecanlıyım. Hakkında ayrıntılı bir yazı gelecek. Manikür pedikür işleminden sonra tırnaklarımı benim de önceden beri severek kullandığım Color Club oje ve Poshe oje kurutucu süsleyecek. Bu hediyeler için de Makyaj Saati ‘ne çok teşekkür ederim.
Etkinlikten hemen sonra bayram tatili için yola çıkmam gerektiği için sadece bu ürünleri fotoğraflayabildim. Birbirinden güzel daha pek çok firma bizi yalnız bırakmamış. Bu firmalara şimdilik aşağıda yer veriyorum. İstanbul’a döndüğümde tüm ürünleri ayrıntılı bir şekilde anlattığım yazılar gelecek. Şimdilik hepsine tek tek kocaman teşekkürlerimi iletiyorum!
Bugün sizlere Sally Hansen’ın oje kurutucusundan bahsedeceğim. Uzun zamandır farklı markaların değişik türdeki oje kurutucularını denemiştim ancak hiçbirisinden tam olarak memnun kalmamıştım ta ki bu ürünü alıncaya dek. Kavuşmamız geç oldu ama güç olmadı diyebilirim
Tam bayram indirimleri için arkadaşımla mağaza mağaza gezerken arkadaşımın “Aa ben bu Sally Hansen’ın kırmızı olanından kullanıyorum çok güzel bir şey” demesiyle başladı her şey. %30 indirimde fiyatı çok da cazip gelmediği için bir ara bakarım diye düşündüm, hem pek çok kurutucu denedim bunun ne farkı var ki aynıdır diye içimden geçirmiştim. Ertesi gün Migros’ta gezerken bir de baktım ki aynı ürün %50 indirimde ve 16 TL gibi bir fiyata geliyor! Bu bir işaret olmalı dedim ve kaptım hemen son kalan bir taneyi. Ertesi gün ilk iş ürünü deneyimlemek oldu her zamanki merakımla. Ojeyi sürdükten sonra 2 dakika bekleyin yazıyor üzerinde. Ben de tam olarak böyle yaptım ve 1 kat bu top coat’u uyguladım. Ben ki oje sürerken elimi hiç korkak alıştırmam kat kat sürer de sürerim Bu nedenle kuruma süreci benim için çok sancılı geçer. Gece yatmadan önce oje sürüyorsam sabaha pike, battaniye deseniyle uyanmam hiç de zor değil Gündüz de sürekli elim ya telefonda ya kumanda da ya şarjda derken güzelim ojeler mahvoluyor. Bu top coat’u uyguladıktan yaklaşık bir dakika sonra korka korka tırnaklarıma dokunduğumda hayretler içerisinde kaldım. Ojelerim tamamen kurumuştu! Ayrıca verdiği parlaklığa inanamadım. Öyle ki günlerdir parlayan tırnaklarımdan gözümü alamıyorum resmen Fotoğrafta verdiği parlaklığı yansıtmaya çalıştım, sizce de çok güzel değil mi ?
Ayrıca 10 güne kadar kalıcılık sağlıyormuş. Şuan 5. gündeyim ve tırnaklarım ilk günkü gibi güzel gözüküyor. Normalde bir ojeyi 4-5 günden fazla tutmamaya çalışıyorum ancak bu ürünü denemek için 10 güne kadar devam
Daha önce denemiş olduğum Kalyon fısfıslı oje kurutucusundan çok daha iyi bir iş çıkardığı kesin, fiyatını sonuna kadar hak ediyor bence.
Sizin kullandığınız oje kurutucular neler ? Önerilerinizi ve bu ürün hakkında yorumlarınızı bekliyorum kızlar